29 Mayıs 2013 Çarşamba

Anti aging kremi de ne benim Baobab'ım ve Keçi Sütü Sabunum var :))

Evet artık beni birebir tanıyan tanımayan herkes biliyor evimin ve iş yerimdeki odanın her yanının bitkilerle dolu olduğunu, allah korusun tüm hastalıklara öncelikle bitkisel çözüm aramaktan yanayım, hatta çoğu zaman bitkisel ve tıbbi destekli giştmek bana daha güvenilir geliyor...Evet ben bu konuda hassas biriyim...

Genelde çevrem bildiği için ne denli bitkici ve araştırmacı olduğumu ayrıca da denemeden asla herhangi birşeyi tavsiye etmeyeceğimi, en ufak bir sıkıntı'da bana sorarlar..:) Eğer ben de kullandıysam, o hususta bilgiliysem ve de herkesin kullanabileceği birşeyse öneririm değilse benim bi canım aktarım var, hemen ona sorarım:)) Kim mi, aktarlar kraliçesi canım Handem (Hande Polat) o benim, kendi deyimiyle bildiğin aktar... Sevgili Dinçer sayesinde tanıştık kendisiyle ve tanışma o tanışma doğallığı, açıklığı ve yardımseverliğiyle o bitanedir, candır can...Biliyorsunuz bitkilerin yetiştiği yerlerden toplanma zamanına ve türüne kadar herşey çok hassas ve özenli olmak zorunda...O yüzden bizler hep deriz ki güvenilir, güvendiğiniz aktardan alın bitkilerinizi ve mutlaka söylenildiği şekilde kullanın, abartmadan ve azaltmadan...Çünkü elbette herşeyin azı karar çoğu zarar..Hande benim bu hususta güvendiğim aktarların başında gelir, şubeleriyle her daim hizmetinizdedir, gidemiyorsanız bile web sitesinden sipariş verebilirsiniz...Ben genelde bu şekilde yapıyorum...

Gelelim sayesinde tanıştığım, kullandığım mucize ürünlere...En başta Baobab Yağı, bayılıyorum bu ürüne ve çevreniz anında farkediyor cildinizdeki değişiklikleri...Hande'nin Baobablarını da sanırım biz tükettik :))) Valla Baobab yağının hangi faydalarını anlatmalı ki, nerden başlamalı, zaten sayfalar yetmez de...Ben özellikle biz hanımların sıkıntısı stresi için müjdeyi vereyim, ben artık hiçbir antiaging kremine deliler gibi para dökmüyorum, Baobab yağımı alıyorum 1-2 damla geceleri yatmadan yüzüme güzelce yediriyorum ve yatıyorum...Baobab asla yağlandırmıyor cildinizi, ama cildiniz pırıl pırıl sağlıkla parlıyor, kırışıklıklarınızı gideriyor, özellikle boyun dekolte ve yüzünüze güzelce sürüp yatın 1 haftayı geçmeden cildinizdeki değişimi farkedeceksiniz...Ben de farketti ve aldırdığım herkes te çok memnun...Bu çok değerli ve doğal yağı mutlaka alın, antiaginglerden elde edemediğiniz sonucu Baobab yağıyla elde edeceğinize eminim, ama elbette düzenli kullanmak şart...Baobab sağlıklı bir cilt için gerekli olan A,C,D ve E vitaminlerini barındırır, ayrıca amino asitler, beta karoten içerir. Bu yağ cildi nemlendirir, elastikiyet kazandırıp cilt hücrelerimizi de yeniliyor...Kısacası mükemmel bir ürün...O kadar çok kullanım alanı var ki Baobab'ın, mutlaka kendiniz de araştırın, hatta Handeciğime gidip hem alın hem de öğrenin başka nasıl kullanabileceğinizi, yada Twitter'dan (@hande_polat) da takip edebilirsiniz kendisini...Bir sürü faydalı bilgi paylaşıyor:)) Ha bir de saçlarınıza kullanabilirsiniz, saç kreminize 6-7 damla ekleyip saçınıza uygulayın, saçınızı onarır ve parlatır, esneklik ve nemlilik kazandırır...Şimdi baktım da siteye Baobab Yağında kampanya varmış, hemen alıp stoklayayım :)))

Fotoğraf internetten alıntıdır.
Bir de keçi sütü sabunumuz var ki bayılıyorum ona, cilt bakımı ve güzelliği için eşsiz bir nimet... bütün cilt temizleme ürünlerimi attım inanın, sadece keçi sütü sabunumla yıkıyorum yüzümü, buyrun faydalarına;
  • Ph'ı cildimizle uyumlu olup, cildimizi bakterilere karşı korur.
  • Zarar görmüş cilt yapısını onarır.
  • Sivilceli, egzamalı ciltlere çok faydalıdır
  • Yüzünüzü de vücudunuzu da pırıl pırıl parlatır:)
  • Cildi deri döküntüsü ve ölü hücrelerden arındırır...
Diğer tüm faydaları için bi tık tık . Biz artık ailece keçi sütü sabunu kullanıyoruz, eşim dahil. Tabii ki hepimizin sabunu ayrı, ama ille de keçi sütü sabunu :)) Kullanımı: elinizi ıslatıp, sabunu köpürtün ve cildinize sürerek 1-2 dak bekletip durulayın...

Aslında başta niyetim Baobab Yağı ve Keçi Sütü Sabununu anlatmak değildi, yaz gelmişken piknikler çok olur, kene ve bilimum böceklere karşı korunmak için yine kullandığım bir ürünü paylaşacaktım ki konu nerden nereye geldi...Artık o da başka bir yazı'ya kalsın...

Pırıl pırıl parlayan, sağlıklı bir ciltle ayrıca sevgi ve huzurla kalın:))
Koskocaman sevgilerimle,
Zuzu

21 Mayıs 2013 Salı

Vişneli Damla Çikolatalı Kek

Merhabalar,

Geçen haftamız oldukça sıkıntılı geçtiğinden bloğumdan tariflerimden hatta mutfaktan bile uzak kaldım...Ama ne demişler, her iş'te vardır bir hayır...Hadi bakalım yola devam :)

Sırada ablam'a hazırladığım tadı herkesi memnun eden ama bana daha iyi olabilirdi dedirten bir kek tarifi var...Orjinal tarif burda, ben tabii ki azıcık değiştirdim:))



Vişneli Damla Çikolatalı Kek

Malzemeler

75 gr Teremyağ
75 gr Fındık yağı
80 gr toz şeker
100 gr un
100 gr nişasta
100 gr damla çikolata
2 yumurta
1 pkt vanilin şekeri
1/2 pkt kabartma tozu
30 ml süt
1/2 - 1 su bardağı iri çekilmiş fındık ya da ceviz
Arzu ettiğiniz kadar vişne
Üzerine serpmek için hindistancevizi

Fırından çıktıktan sonra üzerine serpmek için pudra şekeri

Hazırlanışı

Teremyağ ve toz şekeri krema haline gelene kadar çırpın.Teker teker yumurtaları, vanilin şekeri ve fındık yağını da ekleyerek çırpmaya devam edin. Ayrı bir kab'a un, nişasta ve kabartma tozunu eleyerek karıştırın ve ardı ardına önce unlu karışımı sonra da sütü çırpmaya devam ederek Teremyağlı karışıma ekleyelim ve tekrardan çırpalım.

Damla çikolataları ve iri çekilmiş fındık/ceviz'i  bir kaşıkla hazırladığınız hamur'a yedirin. 24 cm'lik kalıba yağlı kağıt yerleştirerek kek hamurunuzu boşaltın, vişneleri de istediğiniz ölçüde istediğiniz şekilde hamura serpiştirin. Üzerine hindistan cevizi serpin ve  170 derecedeki fırında 50 - 60 dak arası pişirin. Yine de fırın farklılığından dolayı 40 - 45. dakika itibarıyla kontrol edin ki benim gibi kızartmayın :)) Arzuya göre üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz...

Afiyet olsun,
Sevgi ve ışıkla kalın...

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Alman Patates Salatası

Eski çalıştığım şirkette bir arkadaşım yapardı ondan öğrenmiştim bu salatayı, 10 yıldan fazla oldu, o gün bugün yaparız ve favorisidir bizimkilerin :) Diğer bloğum'da tarifi var ama burda da olması açısından hemen eklemek istiyorum.

Salatanın en büyük özelliği ve en önemli husus sadece Kühne Alman Tipi Tatlı Salatalık Turşusuyla yapılacak olması.



Fotoğraf ablamın yaptığı salataya ait:)

Alman Patates Salatası

Malzemeler:

1/2 kg. Patates (haşlanmış ve oldukça iri küpler halinde doğranmış)
Kühne Tatlı Salatalık Turşusu ince dilimler halinde doğranmış (damak zevkinize göre dilediğiniz kadar)
1 - 2 orta boy soğan (Yarım ay şeklinde doğranmış, tuzda biraz bekletilmiş, ovulmuş ve iyice yıkanmış)
5 - 6 dolu yemek kaşığı Mayonez
3 - 4 yemek kaşığı Kühne Tatlı Salatalık Turşusunun suyu
1 adet ekşi elma (ben koymuyorum) küp doğranmış
Süslemek için 1 - 2 adet haşlanmış yumurta
Tuz

Hazırlanışı:

Önce sosunu hazırlayalım; mayoneze azar azar tatlı turşu suyundan ekleyerek kıvamlı bir sos hazırlayın. Ben genelde göz kararı eklediğim için suyu burda dikkat etmeniz gereken husus; sosun akışkan olması, ama çok ince de olmaması...

Haşlanmış ve iri küpler halinde doğranmış olan patateslere, doğradığınız salatalık turşularını, ince doğranmış yarım ay şeklindeki soğanları ve isterseniz ekşi yeşil elmaları ekleyip karıştırın. Üzerine de hazırladığınız sosu döküp tuzunu da ekleyip iyice karıştırın. Dilimlediğiniz haşlanmış yumurtalarla süsleyip servis yapınız.

Afiyet olsun,
Sevgi ve ışıkla kalın...

12 Mayıs 2013 Pazar

Krep Amcayla tanıştırayım :))


Başta benim canım melek annem olmak üzere tüm annelerimizin, anne adaylarının ve bize anne gibi olanların Anneler Gününü can_ı gönülden kutlarım...Annelerimizin hakkını ödemek mümkün değil, hele ki benim canım annemin hakkını on kere sırtımda kabe'ye taşıyıp getirsem ödeyemem derler ya, hah işte aynen öyle...Kendinden önce bizi düşünür benim canım annem, bizden sonra da yine etrafındaki herkesi...Kapısı dakika susmaz, bulunduğumuz muhitte 1 gün görülmesin hemen aramalar başlar, gece gündüz telefonu benden çok işler...Herkesin dert anası, çözüm üreteni,kankası, 7-70'e dosttur arkadaştır o...Allah seni başımızdan eksik etmesin canım annem, allahım seni tüm hastalıklardan, belalardan ve şerlerden korusun...Bize bağışlasın... Elbette ki tüm anneleri çocuklarına çocukları da annelerine...

Benim minik kuzum cumartesi gecesinden başladı anneciğim krep yapar mısın kahvaltıya demeye...Annem'e kahvaltıya gitmeden hemen kalktım ve krep'i hazırladım...Buyrun sizi krep amcayla tanıştırayım :)


Krep

Malzemeler

1/2 lt süt
3 yumurta
250 gr un
1 çimdik tuz
Teremyağ

Tatlı krep için ilave

2 yemek kaşığı toz şeker

Hazırlanışı

Yumurtaları iyice çırpıp, azar azar elenmiş un'u, tuz ve süt'ü lave ederek çırpın. Tatlı yapacaksanız toz şekerinizi de ekleyin. Buzdolabında 1/2 saat bekletin. Teremyağ'ı tava'da kızdırın ve krep hamurundan tavanızın büyüklüğüne göre 1-2 kepçe alıp kızgın tavaya dökün. Alt üst pişirip servis yapın.

Not: Krep yaparken en önemli husus; tavayı her seferinde yağlamanız ve krep hamurunu kızgın tavaya dökmeniz...

Bugünü tabii ki sadece krep tarifiyle kapatmamaya çalışacağız, öğleden sonra da Alman Patates Salatası ve Vişneli Çikolatalı Kek tarifi gelecek...En azından öyle olmasını ümid ediyorum :))

Afiyet olsun...
Mutluluk ve ışıkla kalın,
Züzü

10 Mayıs 2013 Cuma

Alkali Su


Yazıyı okumaya başlamadan önce Lütfen Dikkat; Ben doktor yada sağlık uzmanı değilim, yazdıklarım mutlaka kendi denediğim şeylerdir...Lütfen ben yazmış olsam da siz yine de araştırın, danışın ona göre kullanın kullanacaklarınızı...Sevgiler, Züzü :)

Çevrem'de herkes diyet'te malum yaz geliyor, e ben de azıcık ordan burdan sıkmaya başladım... Ben öyle çok sıkı diyet yapabilenlerden değilim, sevmem, çünkü sonrasında saldırıyor insan, en azından ben öyleyim...Ben az ama herşeyi yiyip zayıflamayı tercih edenlerdenim...Ve bunda da en büyük yardımcım Alkali Su ve alkali yiyecekler :) Bu ara gerçi biraz coştum yine asidiklere kayarak ama toparlamak o kadar da zor değil, aslında en önemlisi alkali beslenmeyi yaşam tarzı olarak benimsemek...:)

Hepimiz biliyoruz artık ama yine de Alkali/Asidik açıklamasını bizde yapalım...Alkali en düz ve basit anlatımla temizlik demektir...Evet temizlik:) Vücudumuz'da stres, katkı maddeleri, hava kirliliği ve sağlıksız yiyecekler ile oluşan asidik ortamı temizleyen maddelere alkali denir...Hani deriz ya o kadar su içiyorum yine de fayda etmiyor, fayda etmeyen yan suyun alkali olmaması...İçtiğimiz su alkali olmalı, böylece vücudumuzu asidiklerden yani toksinlerden ve yağlardan arındırarak hastalıklara karşı dayanıklı hale getiriyoruz, hatta zayıflıyoruz... İçtiğimiz suyun pH'ı 7,5 ve üzeri olmalı, ancak bu şekilde alkali su içmiş oluyoruz.

Peki suyumuzu nasıl alkali hale getiririz?

1. Alkalife Alkali Su damlası; Kullandıklarım arasında en pahalı yöntem. 1 mini alkali damla şişesi 65 TL.300 ml lik suya 3 damla damlatıp gün içerisinde 4-6 bardak içiyorsunuz.



2. İngiliz Karbonatlı Su: 1 lt suya (Yarısı kaynatılşmış ve henüz sıcak olacak karışımı hazırlarken) 1 tatlı kaşığı İngiliz Karbonatı koyup karıştırıyorsunuz ve gün içinde tüketiyorsunuz. yada Sabah AKşam aç karnına bir bardak suya 1 dolu çay kaşığı İngiliz Karbonatı koyup içiyorsunuz. Başta bir kaç gün bağırsakların çalışması hızlanabilir, başınız dönebilir, sanki eliniz ayağınız titriyor gibi olabilir ya da hiç olmayabilir...Oluyorsa da bir kaç gün içinde geçecektir, vücudunuz bazik yani asidik olduğundan temizlenirken bu tür tepkiler vermesi normal.... İngiliz Karbonatını eczanelerden alabilirsiniz 2-4 TL arası.


3. İçtiğiniz suya limon dilimi ekleyerek yada elma sirkesi (mümkünse kendiniz yapın ve benim gibi bal ile tüketin ki midenize zarar vermesin) ile de yine alkali su elde edersiniz...

4. Saka Su :  pH'ı 8.22. Bizim ev'de Saka Su içiliyor, kızıma da evdeki herkese de Alkali Su içiriyorum :) bazı "ünlü su markaları" maalesef hiç te düşündüğümüz gibi değil, geçenlerde şirkette su analizi yaptık ph metreyle ve gözlerimize inanamadık!


1. sırada yüksek alkali çıkan sular; İngiliz Karbonatlı Su ve Alkalife Damlalı Su oldu.
2. sırada Saka Su

(1 ve 2 de yer alanlar alkali su)

3. sırada Çeşme Suyu geliyor ama burda lütfen dikkat edelim; Her ne kadar alkalisi yüksek görünse de bir kere klorlu su'dur ve vücut için sağlıksızdır. Her ne kadar limon ve sirke yada alkali damlası kullansanız da vücuda yararlı hale getirmeniz zordur. O yüzden içmemeyi tercih edin.

(3. sırada yer alan alkali ama klorlu su yani vücuda zararlı!)

4. sırada ünlü su markası asidik. Size bu hususta sadece söyleyebileceğim, alkalisi yüksek suyu araştırın, benim gibi alkali kağıtlarıyla testinizi yapın ve onları kullanın:))

ve tabii ki taze sebze suları da vücudu alkali hale getiriyor...

Alkali Besinler; Taze sebzeler, meyveler, zeytinyağları (hakiki zeytinyağı, omega 3 yağları, avokado yağı vb...) Tablo'ya bakınız...

Peki bu alkali, su ve besinlerin faydaları nelerdir;

- Vücudunuzda stres, katkı maddeleri, kirli hava vb ile oluşan asidikleri temizleyerek Bağışıklık Sistemini güçlendirir, dolayısıyla da hastalıkların görülme riskini azaltır...
- Vücudun enerjisini arttırır, daha dinç hisseder ve öyle de olursunuz.
- Yaşlanmayı önler
- Stres, depresyon ve anksiyete gibi çağımızın hastalıkları vücudu asidik hale getirir, alkali su ise temizleyerek ruhumuza da şifa verir (Elbette biz de biraz pozitif düşünmeye çaba göstermeliyiz ama ;)
- Bağırsak hareketlerini düzenler
- Cildinizi pırıl pırıl yapar
- Kilo almamıza sebep olan asidik atıklardır. Alkali su ise bu asidik atıkları temizleyerek kilo vermemize yardımcı olur...
- Egzama ve benzeri deri hastalıklarından kurtulmanıza yardımcı olur...

İngiliz Karbonatlı suyu ayrıca araştırın mümkünse, biz kullanıyoruz ve çok ta faydasını gördük..

Alkali suyun bana faydaları ne oldu?

- Cildim güzelleşti
- Vücut yağlarım eridi
- Stres vb rahatsızlıklara şifa verdi
- Daha enerjik oldum

Ama en önemlisi sadece alkali su içmek değil, aynı zamanda alkali de beslenmek...Tam ve asıl faydayı o zaman görürüz :)

Bir de size bu konuyla ilgili okuduğum, önereceğim kitaplar;


 

 

Ama tabii herşeyin temelinde istemek var...:) Olumlu yaşayıp, olumlu düşünelim ve mümkünse barışık olalım kendimizlke ve çevremizle...Sesinizi duyar gibiyim, iyi hoş ta Züzü maddi sıkıntılar, işyerindeki sıkıntılar, haset insanlar,  kazık atanlar vs... İnanın yalnız değilsiniz hepimizde maddi manevi bir sürü sıkıntı var...Hiçbirimiz çok rahat yaşamıyoruz, yada etrafımızda kıskanç, haset bize kötülük yapanlar, dedikodumuzu yapıp yüzümüze gülenler vb bir çok insan var...Ben eskiden üzülür ve sinirlendirdim bu tür insanlara ama uzun zamandır düşünce yapımı değiştirince inanın hem daha rahatım hem daha sağlıklıyım...Nasıl mı düşünüyorum?

Hiç bir insan boşuna girmiyor hayatımıza....Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan...

İşte böyle...İnanın ben bu şekilde düşünmeye başladığımdan beri dışarıdaki insanlara canım en fazla 1 saat sıkılıyor, bazen o kadar bile değil...9 yaşındaki kızım bile en sonunda dedi ki anne nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun bazı insanlara karşı; çünkü biliyorum ki en güzel cezayı da en güzel ödülü de allah verir :) Ben sadece o insanları kendim'den, ailem'den ve çevrem'den uzak tutarım, görüşmem, ama kin de tutmam o kadar...Hiç moralimi ve ruhumu bozmam, bozamam...Kulun imtihanı kul'la olur...Olay bu tür insanlara geldiği an'da en önce düşündüğüm, hayatımıza giren hiçbir insanın boşuna girmediği ve alacağımız bir dersin mutlaka olduğudur...Ve herşey bizim için bir imtihan...Önemli olan bunları başarabilmek, pozitif düşünmek, pozitif hareket etmek...Hemen başaramasak ta zamanla başarabiliyoruz...

Bunun  dışında insanlara yardım etmek, onları mutlu edebilmek yapılabilecek en güzel şeylerin başında geliyor....Belki tek başımıza bazı şeyleri yapmakta zorlanabiliriz, ama bir hayır yapmaya öncü olabiliriz...Bir adım büyük güzelliklerin başlangıcıdır...Fakir ve hastalara, sokaktaki insanlara, hayvanlara yapacağınız minicik bir yardım mesela bir çocuğa gülümsemek, bir kediye süt almak vb...Hediyenin yardımın büyüğü küçüğü olmaz..Atacağınız minicik bir adımın koskocaman faydaları var, ne mi? Minicik yüreklerde mutluluk oluşturmak, sevindirmek, onlar sevinince yardım etmenin mutluluğu ve huzuruyla vücudumuzu hem bedensel hem de ruhsal olarak besliyoruz...Böylece otomatik olarak alkali oluyoruz...Stres'ten ve huzursuzluktan eser kalmıyor...

Bunun dışında size kötülük edenler oldu geçmiş'te, yalan söyleyenler, sevdiklerinizi üzenler daha birçok şey; affedin onları, ruhen affetmeniz yeterli...Ha ben başarabildim mi? İnanın başardım...Bana da çok büyük üzüntüler yaşatanlar oldu, ama artık izin vermiyorum...Hiç kimse siz istemediğiniz müddetçe size 2. üzüntüyü yaşatamaz...:) Siz geçmişte olanları affedin ve üzüntünün iplerinden, zincirlerinden kurtulun...Çok daha huzurlu ilerleyin hayatta...Siniriniz üzüntünüz anlık en fazla günlük olsun...Sonra aklınıza şu düşünce gelsin; Hiç kimse hayatıma bopşuna girmiyor, vardır bir sebebi...Ya da hiçbirşey boşuna olmuyor, vardır mutlaka bir sebebi...(O sebebi zaten yaşayan kişi biliyor ya da zamanla anlıyor:))

Alkali konusundan bakın nerelere geldik, hihihihi, ama en nihayetinde sağlık tek başına sadece besinlerle olmuyor beden ve ruhun aynı anda beslenmesi ve temizlenmesiyle oluyor..Şimdiye kadar bize zarar veren alışkanlıklarımızdan yavaş yavaş sıyrılarak pozitif limanlara doğru yelken almamızla oluyor...

Bu konularla ilgili yazılarım elbette bitmedi, bir sonraki sefer'de ben neler kullanıyorum örneğin omega 3, baobab yağı vb...kullandıklarımla da ilgili ve bana faydalarıyla ilgili kendi deneyimlerimi mutlaka paylaşacağım sizlerle ara ara...

Şifa, aydınlık, iç huzurunuzun bol olduğu harika bir gün, harika bir ömür geçirin...

Sevgilerimle,
Züzü

(Not: Yazı'daki resimler internetten alıntıdır.)

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Biricik Annene Unutulmaz Bir Anneler Günü Yaşatmaya Hazır Mısın?

Annelergunu

Herhalde dünyada bizi annelerimiz kadar seven, düşünen ve mutlu etmek isteyen kimse yoktur. Onların bu bitmek bilmez sevgilerinin karşılığını biraz da olsa verebilmek içinse, Anneler Günü'nden daha uygun bir gün olamaz.

Peki, bu Anneler Günü'nde her zamankinden farklı bir şey yapıp, annenin sevgisinin büyüklüğüne yakışır, uçuk, unutulmaz ve sürprizlerle dolu bir kutlama yapmaya ne dersin?

Mesela, ona bir kamyon dolusu çiçek göndermek ya da ünlü bir tasarımcıya sadece annene özel bir kıyafet tasarlatmak... Annenin gerçek bir heykelini diktirmek veya ona çok özel bir karnaval düzenlemek...

Hemen Arzum Facebook sayfasında bulunan ''Anneme Ne Yapsam Az'' uygulamasına katıl, birbirinden büyüleyici sürprizlerden birini seç, annene unutulmaz bir Anneler Günü yaşatma fırsatı yakala!

Tıkla, sürprisini seç! - https://apps.facebook.com/annemeneyapsamaz/

Bir bumads advertorial içeriğidir.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Böğürtlenli Tart

Bu tart hamurunu 2008'den beri kullanıyorum ve açıkçası buhamurun lezzeti üzerine bir lezzet tanımıyorum...Elbette nefis olanlar var ama benim favorim bu güzel lezzeti devirecek bir tat gelene kadar bu :)

Diğer sayfam'da tarifi var, arşivim'de yer alması açısından buraya da eklemek istedim...Çabucak hazırlanan miss gibi bir tarif...Önceleri sadece mürdüm eriği ile yaparken bu ara böğürtlenli buluşmaları daha çok sever olduk...


Böğürtlenli Tart

Malzemeler

300 gr. un
100 gr. çekilmiş fındık (badem yada ceviz)
1 tatlı kaşığı tarçın
150 gr. Toz şeker
1 pkt. Vanilin Şekeri
1 tutam tuz
250 gr. yumuşamış tereyağı (200 gr. yeterli oluyor)
2 yemek kaşığı hindistan cevizi (arzuya göre)
Üzerini kaplayacak kadar Böğürtlen
Hazırlanışı

Elenmiş un, çekilmiş fındık veya badem yada ceviz, tuz, toz şeker, tarçın, hindistan cevizi ve vanilin şekerini bir kapta karıştırın. Tereyağını ekleyip çok fazla sıkmadan yoğurun. Başta toparlanmıyor gibi gelsede yoğurdukça kendini toparlayacak, vazgeçmeyin ;)  Yoğurduğunuz hamurun yarısını buzdolabına kaldırın diğer yarısını da yağlanmış unlanmış 26 cm lik kalıba incecik bastıra bastıra döşeyin ve kenarlarını hafif kaldırın. Hamurda çatalla delikler açın. Üzerine böğürtlenleri döşeyin. Buzdolabına koyduğunuz hamuru çıkartıp vişnelerin üzerine minik parçalar koyun. Önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 50- 60 dak. pişirin.

Çırpılmış şekersiz krema ile servis yapın...


Not:Tüm kek, pasta ve muffinlerde olduğu gibi 1 gün bekletildikten sonra tadına doyum olmuyor :))

Sevgi ve ışıkla kalınız...
Züzü

5 Mayıs 2013 Pazar

Bayatlamayan Sodalı Poğaça

Sabah akşam düşündüğünüz yüreğimizden geçirdeğimiz dilekler vardır, olsun diye çırpınır yürek, heyecanlanırsınız düşündüğünüz zaman, hani o dileklerimiz var ya; hayırlısı ise hayırlısıyla olsun, ben hep öyle dua ederim...Çok ta istesem hayırsızsa olmasın allahım derim...Zamanla öğrendik böyle istemeyi, böyle dilemeyi, önceden ne olursa olsun ama ille de olsun derdik, lakin farkına varınca başta hayır gibi görünen isteklerimin şer olduğunu artık böyle diler oldum mevla'dan...Ki her şer'de de mutlaka bir hayır vardır :)) O yüzden bu hafta bizlere, ailemize ve sevdiklerimize hayırlı tüm büyük dileklerimizin temellerinin atıldığı bir hafta olsun :) İş arayanlar iş bulsun, sıkıntı'da olanların sıkıntıları giderilsin, hastalarımıza şifalar yağsın, borçlular borçlarını ödeyebilsin, kötülere ve ark niyetlilere rabbim hidayet versin, herkese ummadık yerden şaşılacak güzellikte kapılar açılsın inşallah...

Dün sabah kahvaltısına canım amcam, yengem, kuzenim ve ailesi, annem ve ablamlar vardı... Bayılıyorum kalabalık sofralara, neşe ve keyif içinde geçen toplantılara :)) Kahvaltı soframızın yanısıra Böğürtlenli Tart ve Puf poğaça hazırladım...İlk kez deniyorum bu tarifi, pofidik yumuşacık poğaçamı herkes çok beğendi ben de beğendim ama yine de kıyır poğaçamın yerini tutamadı benim için...:) Ama yumuşacık lezzetleri sevenler için vazgeçilmez olmuş:))


Elimdeki tek fotoğraf bu, açlıktan bayılmak üzereyken alelacele çekildi birdahaki sefere yaptığımda yenilerim mutlaka :) Bu arada bu poğaçımız mayalı olmasına rağmen buzdolabında durduğu müddetçe tazeliğini 10-15 güne kadar koruyormuş...Bizim henüz 2. günümüz, özellikle 1 tanesini ctsiye kadar saklamaya çalışacağım bakalım gerçekten muhafaza edebilecek mi tazeliğini...:)


Bayatlamayan Sodalı Poğaça

1 bardak ılık süt (200 ml lik SEK günlük süt kullandım)
1 bardak fındık yağı (200 ml Çotanak)
1 şişe soda (Kızılay)
1 pkt Pakmaya
1,5 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
4 - 5 bardak un (Yarı yarıya SİNANGİL beyaz un ve SİNANGİL Tam Buğday unu / bardak büyüklüğüne göre daha az veya daha çok olabilir. Azar azar ekleyin ve ele yapışmayan bir hamur olana kadar eklemeye devam edin)

İç harcı

Beyaz Peynir
Maydonoz
Pul biber
Boy

Hazırlanışı

Yaş maya'yı şekerle beraber ılık sütte 10 dak kadar eritin. Fındık yağı, soda ve tuzu ekleyin karıştırın. En son azar azar un'u ekleyerek yapışmayan bir hamur elde edene kadar eklemeye devam edin. Yoğurduğunuz hamuru içini yağladığınız cam bir kaseye oturtun üzerini streç filmle kapatarak ılık bir yerde 45 dak - 1 saat kadar bekletin. Yalnız cam kaseniz çok küçük olmasın çünkü inanılmaz kabarıyor. Süreyi tamamladığınızda hamurunuzdan minik parçalar alıp içine harcınızı da koyarak yuvarlayın, 170 derecede önceden ısıtılmış fırında 15 - 20 dak pişirin. (Yine kendi fırın ayarınıza göre  + - 5 dak ekleyin.

Bu arada şaşırarak farketmiş bulunmaktayım, ben tart tarifimi yayınlamamışım bu sitede...Ooo hemen gün içinde onu da ekleyeceğim...

Afiyet olsun...:)
Sağlık ve ışıkla kalın,

3 Mayıs 2013 Cuma

Elmalı Fındıklı Çikotoplar nam_ı diğer Yalancı Profiterol

Bugüne hızımı alamadım, hele tam da şu anda öğle yemekleri yenmiş, canımız tatlı istiyorken hemen çabucak olan çok kolay bir tatlı tarifi vermek istiyorum...Ben bunu ilk olarak arkadaşım Nursel'de tatmıştım ve çok sevdim, hem çabucak hazırlanabilen hem hafif hem de çoook lezzetli...Nursel petibörle yapmıştı, ama ben hazırlarken Eti Burçak kullandım ve de hindistan cevizi ekledim, oldukça yakıştı...



Buyrun tarife;

Elmalı Cevizli Çikotoplar

Malzemeler

2 elma (rendelenmiş)
1 paket Eti Burçak (Rondoda çekebilir veya elde kırabilirsiniz)
1 tatlı kaşığı tarçın
1 su bardağı iri dövülmüş, kavrulmuş fındık
1-2 yemek kaşığı hindistan cevizi (arzuya göre)

Çikolata sosu için; (Daha önceden burda yayınladığım tarifi yapabilir, ya da hazır paket Çikolatalı puding kullanabilir olmadı aşağıdaki gibi daha pratik bir tarif kullanabilirsiniz...

100 gr kuvertür çikolata (Marketlerde satılan Nestle'ninkini de kullanabilirsiniz)
140 gr krema
1 tatlı kaşığı tereyağ

Hazırlanışı:

Rendelenmiş elma ve tüm malzemeleri elinizde hamur gibi yoğurup yuvarlak toplar hazırlayalım.

Sos için;

Kremayı kaynatmadan ısıtıp ve ocağın altını kapatın, içine küçülttüğünüz çikolataları ekleyerek karıştırarak eritin. En son tereyağını da ekleyerek karıştırın ve hazırladığınız sosu elmalı topların  üzerine dökün. Buzdolabında soğutup servis yapın.

Işığınız bol, sağlığınız daim olsun...:)
Züzü

Yelpaze Patates, Puf Köfte ve Bulgur Pilavı...

Paylaştığım tariflerin içeriğinden de anlayacağınız gibi ben tam bir baharatseverim, ayrıca da soğan sarımsak delisiyim...Baharatsız hiçbir yemek düşünemiyorum, genelde sürekli olarak kullandıklarım köri ve kekik'tir...Bana göre köri sadece tavuğa değil herşeye, her yemeğe yakışıyor...Eşimin ise benden tek isteği kızarmış olsun da nasıl olursa olsun, ben ve kuzu daha az kızarmış seviyoruz ama eşe mümkünse çook kızarmış olacak...


Buyrun tariflere;

1. Tarif :Patates Yelpazesi

Malzemeler

3 Taze Patates
2 diş sarımsak
2 yemek kaşığı Fındık Yağı
1 yemek kaşığı Tereyağ
1 çay kaşığı toz kırmızı biber
1 tatlı kaşığı köri
1-2 tutam kekik
Rendelenmiş eski kaşar

Hazırlanışı

Patatesleri yatay olarak tabanından ayırmadan ince ince kesin...

Zeytinyağı ve tereyağını ocakta ısıtarak içine ezdiğiniz sarımsakları ekleyerek kokusu çıkana kadar pişirin...Toz biberi de ekleyip biraz daha kavurup alın ocaktan... Ocak'tan aldıktan sonra köri ve kekiği de ekleyip yelpaze patatesleri aralarına da gelecek şekilde bu yağ karışımına iyice bulayın...yağlı kağıt serilmiş tepsiye koyarak, üzerine de yağlı kağıt kapatın 200 derecedeki fırında 35- 40 dak pişirin...Piştikten sonra üzerine rendelediğiniz eski kaşarları da serpin ve 5-6 dak daha pişirin...Misss patatesleriniz hazır...Afiyet olsun :))

Hemen gelelim puf köfte tarifime...Yumuşacık ve lezzetli köfteler hazırlamanın en kolay yolu kıymayı malzemelerle beraber iyice yoğurmak ve dinlendirmektir...Ayrıca fındık yağı ya da zeytinyağı köftenizin içinin daha yumuşak olmasını sağlayacaktır...Elbette ilk kural ise kıymanızı mahalle kasabınızdan almaktır ;)

2. Tarif: Puf Köfte

Malzemeler

1/2 kg kıyma
1 büyük boy rendelenmiş ve suyu sıkılmış soğan (biz soğanı bol severiz o yüzden büyük boy kullandım)
2 - 3 büyük diş ezilmiş sarımsak
2 - 3 yemek kaşığı çekilmiş ekmek yada galeta unu
1 tatlı kaşığı salça
1/2 çay bardağı Fındıkyağı
1 dolu tatlı kaşığı yoğurt
1 çırpılmış yumurta (opsiyonel)
1 çay kaşığı karbonat
1 - 2 çay kaşığı kimyon
1 - 2 çay kaşığı karabiber
1 - 2 çay kaşığı toz kırmızı biber
1 tatlı kaşığı kekik
1/2 demet ince kesilmiş maydonoz

Hazırlanışı:

Kıymayı, bütün malzemeleri ve baharatları bütünleşene kadar iyice yoğurun (en az 10 dak.). Eğer köfte hamurunuzu 1-2 saat dinlendirecekseniz, ki yumuşak olması için mutlaka dinlendirin, o zaman hamura çırpılmış yumurta ekleyebilirsiniz. 1 gece bekletecekseniz yumurta koymayabilirsiniz, bazılarımız yumurtalı hamurları bekletmek istemeyebiliyor, o açıdan tercih sizin...Ben genelde yoğurup aynı gün dinlendiriyorum ve fazlalığı buzluğa kaldırdığım için çırpılmış yumurta ekliyorum.

Elinizle şekillendirdiğiniz köfteleri yarım ateşte kızarana kadar fındık yağında kızartın.

3. Tarif Bulgur Pilavı

Ben iri bulgur sevmem, daha doğrusu sevmediğimi Reis'in Midyat Tipi Bulguruyle karşılaşınca anladım :)) Nefis bir bulgur, denemenizi tavsiye ederim...Hem çabucak pişiyor, hem çook lezzetli :)

Üzerine döktüğüm bitki ise "boy bitkisi", kayınvalidem Malatya'dan getiriyor, resmen bağımlısı olduk...Bol aromalı, kendine özel nefis bir kokusu ve tadı var...Sırf bulgur pilavında değil, yeşil salatada, yoğurtta, yumurta'da her yemekte kullanabiliyorsunuz...Maalesef ben Istanbul'da herhangi bir yerde bulamadım, aranızda bilen bulan var ise lütfen bana da bilgi verirse memnun olurum :)

Gelelim tarifimize

Bulgur Pilavı

1 kupa Reis Midyat Tipi Bulgur
1 büyük boy yemeklik doğranmış soğan
1,5 yemek kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı Fındık yağı
1 Bulyon ya da tuz karabiber
1,5 kupa kaynar su

Hazırlanışı

Yemeklik doğradığınız soğanı tereyağı ve fındık yağı ekleyerek kavurun, üzerine bulgur, kaynar su ve bulyonu ekleyerek çok kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.

Afiyet olsun :))

Sağlıkla, mutlulukla ve ışıkla kalın :))